İZA

Kırmızı montumu giydim. Bulunmak istiyorum. Yol boyu yürüyorum. Bugün görme engelli bir baba ve kızını gördüm. Sesli söylemek istemeyeceğim şeyler düşündüm haklarında, kendi hakkımda. Hepimiz biraz narsistiz, ben biraz fazla. Damarımdan kan değil, huzursuzluk akıyor. Başarısız bir proje gibi hissediyorum kendimi. İza’nın Şarkısı’nı okudum. Macarlarla ne çok benziyor hikayelerimiz. Camii yapmak için attıkları derin temelin oradan geçerken Kına Çiçeği Çukuru’nu düşünüyorum. Sanki bir şey çekiyor beni oraya. Hipnoz olmuş gibi bakıyorum. Hiçbir şey ilgimi çekmiyor son zamanlarda. Kokular, tatlar, insanlar, zevkler, tembellik… O koyu boşluk çekiyor beni. Kopkoyu boşluk. Hiçbir şey de yok içinde üstelik. Beni hiçlik çekiyor demek.

İza gibi olmaktan ölümüne korkuyordum. Ama ben İza’ymışım aslında. Antal’im bana gerçeği ne zaman gösterecek, bundan çok korkuyorum. Antal’ın gerçeği fark etmesinden çok korkuyorum.

Leave a comment